1982 Anayasasının 127. maddesi, mahalli idareleri (yerel idareler); “il (özel idaresi), belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileri” olarak tanımlamıştır. Bunlar içinde halka sunulan hizmetler bakımından en somut ve kapsamlı görevler üstlenen, belediyelerdir.
Yerel idarelerin, Anayasadan ve mevzuattan kaynaklanan kapsamlı görevlerini gereği gibi yapabilmeleri, yerel idarecilerin vizyonu ve feraseti ile doğru orantılıdır. Yerel idarecilerin popülist tavırdan uzak, sorunun kaynağına inerek ve sonuç odaklı bir yönetim anlayışı benimsemeleri, mahalli ve müşterek nitelikteki ihtiyaçların efektif bir şekilde karşılanması sonucunu doğurmaktadır.
Bunun yanında, yerel idarecilerin başarısında ya da başarısızlığında en önemli etkenlerden biri de, yerel halkın yerel yönetimden ne anladığı ya da ne beklediğidir. Gerçekten de yerel halkın, toplumsal çıkarlardan ziyade bireysel çıkarları ön planda tutmaları; yerel idareleri bir istihdam kapısı gibi görmeleri; uzun vadeli ve kapsamlı hizmetler yerine gündelik ve kısa vadeli hizmet beklentileri gibi birçok husus, yerel idarecilerin başarısında ya da başarısızlığında çok önemli etkenlerdir.
Bir toplumda her bireyi tam anlamıyla ikna ve memnun etmek, dünyanın en zor işlerinden biridir. Yerel idarelerin topluma sunduğu hizmetler, zaman zaman bireysel çıkarlarla çatışmakta ve bireylerin talep ve beklentileri ile ters düşebilmektedir. Bireysel talep ve beklentileri karşılanmayan bireyler ise yerel idareleri ve idarecileri kötüleyebilmekte ve hatta sunulan ya da sunulacak hizmetleri engelleme girişiminde bulunabilmektedir. Oysaki yerel idareciler bireysel ihtiyaçları değil, toplumsal ihtiyaçları gözeterek hizmet sunarlar. Zira Anayasamız “bireysel ihtiyaçlar” ibaresini değil, "müşterek nitelikteki ihtiyaçlar” ibaresini kullanmaktadır.
Kuşkusuz, toplum dediğimiz müessese esasında bireylerin toplamından oluşmaktadır. Fakat hizmetlerin bireylerin tek tek gözetilmek suretiyle sunulması, müşterek nitelikteki ihtiyaçların yok sayılması anlamına gelmektedir ki; bunu da yerel idareciliğin mantığıyla bağdaştırmak olanaksızdır. Hâlbuki topluma yönelik hizmetler esasında bireye yönelik hizmetlerdir. Bu hizmetlerin varlığı bugün olmasa bile gelecekte bilinir, bugünün nesilleri ilk etapta bu hizmetlerden yararlanamasa bile gelecek nesiller faydalanacaktır. Yerel halkın bu anlayışta olmaları, yerel idarecilerin işlerini hayli kolaylaştıracaktır.
Yerel idarecilerin, mevzuatın yüklediği görevler ile yerel halkın beklentileri arasında bir denge kurmak suretiyle, mevzuat hükümleri doğrultusunda bireylerin talep ve beklentileri de gözetilerek hizmetler sunması, yerel idareciliğin alkışlanacak en zor yanlarından biridir.
Göksun Belediye Başkanımız Sayın Hüseyin Coşkun AYDIN, bu dengeyi çok iyi gözeterek görevini sürdüren bir yerel idarecidir. Kendisiyle dostluğumuz çok eskilere dayanır. Adaylık düşüncesini benimle paylaştığında, bir makama talip olmaktan ziyade, belediyeciliğin sorunlarını tespit ederek bunların çözümüne yönelik projelerini hayata geçirmek üzere bu yola çıktığını hissetmiştim. Nitekim seçildiğinde de projelerini hayata geçirmek için çoktan kolları sıvamıştı.
Ankara’ya gelişlerinde kendisiyle çok sık bir araya gelip, yaptıklarını ve yapacaklarını uzun uzadıya konuşmuşuzdur. Sayın Başkan ilk günkü azim, heyecan ve kararlılığını her geçen gün arttırarak yoluna devam ediyor. Hatta Ankara’ya hangi sebeple gelirse gelsin mutlaka çeşitli bakanlıkları ve kamu kurumlarını ziyaret ederek, Göksun için ne koparırsam o kârdır düşüncesiyle çabalamaktadır.
Sayın Başkanın bu çabalarının sonuç verdiğini Göksun’a gidişlerimde memnuniyetle müşahede ediyorum. Gerçekten de, her gidişimde bir projenin hayata geçtiğini yeni bir projenin başlamış olduğunu görüyorum. Bu projelerin bir sonucu olarak da Göksun’un şehir merkezinin ve mahallelerinin çehresinin değiştiğini heyecan ve hayranlıkla izliyorum. Kurban Bayramında gittiğimde, gecenin bir saatinde temizlik arabalarının sokakları süpürdüğünü ve yıkadığını gördüm. Bu, Göksun için lüks bir hizmetti ama Sayın Başkan hayata geçirmişti.
Önceleri şehir içinde ve muhafazasız olan umumi tuvaletlerin yeniden dizayn edildiğini; metruk binaların bilgi ve kültür yuvaları haline dönüştürüldüğünü; yeşil alanların ve rekreasyon alanlarının efektif bir biçimde çoğaldığını; şehir merkezinde görüntü kirliliğine yol açan alanların kamufle edildiğini; köy (şimdi mahalle oldu) yollarının eskiye göre çok daha iyileştirildiğini ve daha birçok yeniliği ve değişikliği gördüm.
Kahramanmaraş’ın büyükşehir statüsüne kavuşmadan önceki haliyle köy ve belediyelik olan bazı kasabaların, müstakil köy ve kasaba iken bile yararlanamadığı hizmetler, ziyadesiyle bu yerlere sunulmaktadır. Önceleri sadece Göksun şehir merkezine sunulan hizmetler, büyükşehir statüsü nedeniyle köylerin mahalleye dönüşmesiyle tüm Göksun ilçe sınırlarına kadar sunulmaktadır. Bu durumun da iş yükünü ne kadar çok arttırdığını siz düşünün. Fakat buna rağmen, hizmet kalitesi azalmamakta aksine daha çok artmaktadır. Eskiden köy ve kasaba olan bu yerler, müstakil durumdayken bile göremediği hizmetleri görebilmektedir.
Velhasıl, Göksun’a sunulan hizmetlerin kalitesi, çeşitliliği ve çokluğu, bir Göksunlu olarak beni ziyadesiyle mutlu ve memnun etti. Sayın Başkanı, makamında ziyaret edip, bu memnuniyetimi dile getirdiğimde; yaptıklarıyla mutlu olan değil, henüz yapamadıklarıyla mutsuz olan bir Başkan profili gördüm. Bu da mutluluğumu bir kat arttırdı. Ben başkalarının mutsuzluğundan mutlu olan biri değilim ama Başkanın bu mutsuzluğu beni mutlu etmişti.
Elbette ki her insan gibi Sayın Başkanında eksiklikleri ve kusurları vardır. Bu eksikliklerini ve kusurlarını yönetim anlayışına da yansıtıyor olabilir. Bu eksiklikler ve kusurlar üzerine gidilerek kaliteli hizmet sunulmasına engel olmak yerine; hep birlikte ve yapıcı bir üslupla kendisine yardımcı olmak ve yol göstermek her bireyin görevidir diye düşünüyorum.
“Nasılsanız öyle idare edilirsiniz” düsturundan hareketle, yerel idarecilerin tutumu ve yerel hizmetlerin sunumu, yerel halkın yapısı ve tutumuyla doğrudan ilgilidir. Her şeyi yöneticilerden beklemek yerine, bireylerin kendisine düşenleri de layıkıyla yerine getirmesi ve ondan sonra birtakım beklentilere girmesi daha akılcı olacaktır. Bireysel talep ve beklentiler yerine, yerel idarecilerin bile aklına gelmeyen topluma yönelik hizmet ve taleplerle idarecilere gidilmesi, Göksun için daha faydalı olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle; Sayın Coşkun AYDIN’ı kutluyor; başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.
Yolun açık olsun Sayın Başkan.
Kaynak: Maraş Gündem