|
Göksun’un İdari YapısıOsmanlı öncesi Göksun’un idari yapısı hakkında son derece az bilgiye sahibiz. Buranın bir kasaba olduğuna dair bazı bilgiler var. Göksun’un Dulkadirli döneminde nasıl bir idari yapı içinde yer aldığına dair bilgiye sahip değiliz. Muhtemelen bir köy tüzel kişiliğine sahipti. Göksun’un içinde bulunduğu Dulkadir Beyliği 1515 yılında yıkılınca beyliğin hâkimiyet sahasında bulunan topraklar Şehsuvar oğlu Ali Bey’e tevcih edilmiştir. Yarı bağımsız bir sancak statüsü niteliği taşıyan bölge, 1522 yılında Şehsuvar oğlu Ali Bey’in katledilmesi ile bütünüyle Osmanlı idare sistemine dâhil edilmiştir. Bu beyliğin topraklarından Maraş ve Elbistan 1522’de Rum (Sivas) Eyaleti’ne, 1523- 1531’de ise Karaman Eyaleti’ne bağlanmıştır. 1531’de Dulkadir toprakları olan bölgede Zülkadir Eyaleti kurulmuştur. Eyaletin teşekkülünden sonra buraya bağlı bir sancak olarak Kars-ı Zülkadiriye/ Kars-ı Maraş (Kadirli) sancağı kurulmuştur. Göksun ise nahiye statüsüne konularak Kars-ı Zülkadiriye Sancağı’na bağlanmıştır. Uzun dönem bu yapı devam etmiştir. Bundan dolayı 1529 ve 1563 tarihli Maraş tahrir defterlerinde Göksun ve köyleri yer almamakta olup, bunlar Kadirli defteri içinde görülmektedir. 1527 tarihli deftere göre Göksun Nahiyesi’nde nahiye merkezinden başka Kanlıkavak ve Kavşud köyleri olmak üzere 2 köy, 12 aşiret-cemaat ve 77 mezra yer alıyordu. Kavşud Türkçe bir kelime olup, erkek adlarından olduğu Divan-u Lugâti’t-Türk’de yazılıdır7. 1563 tarihinde ise Göksun Nahiyesi, Göksun merkez, Kanlıkavak ve Kızılkiliselü köylerinden meydana gelmektedir. Kavşud köyü 1563 tahririnde mezra olarak kaydedilmiştir. 1563 tarihinde köy olarak kaydedilen Kızılkiliselü köyü 1527 tarihinde konar-göçer Kızılkiliselü aşireti olarak kayıtlıdır. 1563 yılında nahiyeye bağlı mezra sayısı artmış ve 113’e yükselmiştir. İbrahim Solak’ın tesbitlerine göre bu mezraların bir kısmı günümüzde köy statüsünde devam etmektedir. Bunlar; Bozhüyük (Bozhüyük), Camusluk (Küçük Camuslar), Çamdar (Çamdere), Elmacık (Elmalı), Ericik (Ericek), Fınducak (Fındık), Göynücek (Göynük), Kızılcık-ı Kebir (Büyükkızılcık), Kızılcık-ı Sagir (Küçükkızılcık-Esenköy), Kömür Deresi (Kömürköy), Mürsel (Mürsel), Orta Depe (Ortatepe), Saraycık (Saraycık). Köylerden Kanlıkavak ve Kavşud köyleri aynı isimle günümüzde devam etmektedir. Göksun’un idari yapısında uzun dönemler bir değişme olmamıştır. Tespit ettiğimiz tüm kayıtlarda Göksun Kars (Kadirli) Sancağı’na bağlı bir nahiye statüsünü korumuştur. İdari değişiklik 19. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde Andırın’ın kaza olması (1867) ve Göksun’un buraya bağlanması ile yaşanmıştır. 1907 yılına gelinceye kadar Andırın’a bağlı bir nahiye olan Göksun bu tarihte kaza olmuştur. Kaza statüsü bu tarihten itibaren değişmeyerek devam etmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısına ait zengin veriler sunan salnameler Göksun’un idari yapılanması hakkında şu bilgileri sunmaktadır: 1284-1290 (1867-1873) yılları arasında Göksun’un merkez dahil 9 köyü bulunuyordu. Bunlar; Nefs-i Göksun, Kanlıkavak, Yeniyapan, Kızılcık, Kavşud, Kireççiuşağı, Kömür, Kuzutepesi, Fındık köyleri idi. 1310-1322 (1892-1904) arasında toplam 19 köyü bulunuyordu, köy isimleri ise verilmemiştir. 1323-1326 (1905-1907) yıllarında Göksun’un 33 köyü bulunuyordu. Bunlar: Nefs-i Göksun, Taşoluk, Değirmendere, Gölpınar, Kireç, Yantepe, Kuzutepe, Yusufefendi, Hacıömerefendi, Seğelgan, Saraycık, Küçüksu, Fındık, Karaömerli, Arıstılkâsımağa, Büyükkızılcık, Küçükkızılcık, Yeniyapan, Kanlıkavak, Kömürsuyu, Alıçlıbucak, Lazki, Bozhöyük, Keklikoluğu, Gökhüseyinler, Mahmutbey, Kavşud, Mehmetbey, Tahirbey, Mecidiye, Hûtaş, Kozcakoz, Acıelma köyleri idi. 1326 (1907) tarihinde Göksun’a bağlı bir nahiye olan Andırın’ın ise 48 adet köyü vardı. Göksun ve Andırın’ın bu tarihte toplam köy sayısı 81 idi. 1285-1324 (1868-1907) yıllarını kapsayan salname verilerine göre bu tarihler arasında Göksun’u nahiye müdürleri idare etmektedir. Nahiye müdürleri sık sık değişmektedir. 1326 (1907) yılı salnamesi ise Göksun’un kaza olması itibariyle daha fazla bilgi vermektedir. Göksun bu tarihte 81 köyü olan ancak mahallesi olmayan 3. sınıf bir kaza idi. Bu tarihte kaza kaymakamı Ali Fehmi Efendi idi. İÇERİĞİ PAYLAŞIN |