|
Bölgede Selçuklu Hâkimiyetinin Yeniden Tesisi: Göksun’da Selçuklular ve ErmenilerI.Mesut’un ölümüyle 1155’te tahta çıkan II.Kılıçarslan, ilk yıllarında taht iddiasında bulunan kardeşlerinin isyanı ile uğraşmıştır. Bu iç karışıklık döneminde Selçuklu vassalı olan Ermeni Prensi Toros’un kardeşi Stefan, Selçuklu şehirlerinden Maraş ve Göksun’u ele geçirmiştir. II. Kılıçarslan, Ermeni Stefan’ın üzerine yürümüş, Maraş ve Göksun’u tekrar almıştır. Şehirden sürülenleri getirtip, mal ve mülklerine kavuşturmuştur. 1180’lerden sonra Selçuklu sultanı II. Kılıçarslan, Maraş, Göksun ve Afşin’i içine alan bir Uç beyliği oluşturarak başına da komutanlarından Emir Hüsameddin Hasan’ı getirdi. Maraş merkez olmak üzere kurulan bu uç beyliği 1258’de bölgenin Ermeniler tarafından işgal edilmesine kadar devam etti. Bu dönem içinde Kilikya Ermenileri zaman zaman Göksun taraflarına saldırılarda bulundular. Bu sırada Çukurova bölgesinde Andırın’ı da içine alan Kilikya Ermeni Prensliği bulunuyordu. Bu prensliği Selçuklular kendilerine bağlamışlardı. Bu dönemde II.Kılıçarslan ile Selçuklu şehirlerine saldıran Musul Atabeyi Nurettin Mahmud Zengi arasında uzun süren bir mücadele dönemi başlamıştır. 1173-1174 tarihlerinde Göksun, Nurettin Mahmud Zengi’nin eline geçmiştir. Nurettin Mahmud Zengi’nin ölümünden sonra yerine geçen oğlu Melik Sahih ile II. Kılıçarslan arasında bir antlaşma yapılmış ve Göksun tekrar Selçuklu sultanına bağlanmıştır. 1204’de Sultan II. Rükneddin Süleymanşah’ın ölümü ve yerine çocuk yaşta bulunan oğlu III. Kılıçarslan’ın geçmesi üzerine Kilikya Ermeni Prensi II. Leon, isyan ederek Andırın üzerinden Göksun’a saldırdı. Ermeniler 1205’te Göksun’u ve buraya yakın bazı yerleri işgal ederek Elbistan’a kadar ilerleyip Türkleri esir edip mallarını yağmalamışlardı. II. Leon’un saldırılarına cevap vermek üzere Selçuklular harekete geçmişlerdi. Bunun üzerine Ermeniler Göksun’u terk ederek ganimetlerle Kilikya’ya çekildiler. Ermenilerin Selçuklu topraklarına saldırıları bir türlü hız kesmiyordu. Bu saldırılar Anadolu ve Suriye şehirleri arasındaki ticaret yollarının güvenliğini sarsmıştı. II. Leon 1207-1208’de Göksun üzerinden Elbistan’a kadar ulaşmış, şehri kuşatmış fakat alamamıştı. Ancak bölgede önemli ölçüde tahribat ve yağmada bulunmuştu. Kilikya Ermenilerinin Göksun ve Elbistan’daki tahribatları, arkasından da Maraş’ı yağmalayıp Haleb’e kadar inmeleri sebebiyle Selçukluların Ermeniler üzerine bir sefer yapmaları zaruri hale gelmişti. I. Gıyâseddin Keyhüsrev, onlara ağır bir darbe indirmek niyetindeydi. Bu amaçla Ermenileri iki ateş arasında bırakmak için Halep Eyyûbî hükümdarı ile anlaştı. Ermenilerin üzerine yürüyen Selçuklu ve Eyyûbî kuvvetleri Maraş ile Göksun arasında bulunan başta Pertus kalesi olmak üzere birçok yeri aldığı gibi bu kalenin senyörü olan Ermeni prensin oğlu Gregorie de esir edildi. Bilhassa dağlık bölgede bulunan Pertus kalesinin alınması Ermenilerin morallerini bozdu. Bu arada kış ayları yaklaştığından dolayı sultan ertesi yıl yeniden sefer yapmak kaydıyla geri dönmüştü. Ermeni Prensi Leon ise barış istemek zorunda kalmıştı. I.Gıyâseddin Keyhüsrev, Müslüman esirlerin serbest bırakılması, tazminat ödenmesi ve Halep sınırlarına bir daha tecavüz edilmemesi şartıyla barışı kabul etmişti. Bundan sonra Ermeni prensi Selçuklu sultanına tabi olarak onun adına sikkeler kestirmiştir. Ermenilerden alınan Pertus kalesi de Nusretüddin Hasan Bey’e tevcih edilmiştir. Selçuklu sultanı I. İzzeddin Keykâvus (1211-1220) Kayseri’de bulunduğu sırada 1216’da Ermenilerin üzerine yürümeye karar vermiş, Maraş Uç Beyliği emiri Nusretüddin Hasan Bey de bu sefere iştirak etmiştir. Selçuklu kuvvetleri sefer hazırlıklarını Yabanlu Ovası’nda yaptıktan sonra Ermeni sınırını Kösidere7 ve Gökerin üzerinden geçerek Göksun’a1 uğrayıp buradan geçerek Çinçin2 kalesini kuşattı. Mancınıklar kurularak kalenin sur ve içine taşlar fırlatıldı. Çaresiz kalan kale halkı sultanın teslim teklifine üç günlük mühlet isteyerek cevapladılar. Eğer bu sürede II.Leon’dan yardım gelmezse hiçbir şart ileri sürmeden teslim olacaklarını bildirdiler. Bunun üzerine sultan kaleye taş atan mancınıkların durdurulmasını istedi. Kale halkı Ermeni prensine başvurmuş, o ise kendi başının çaresine düştüğü için yardıma gelemeyeceğini ve ne yapacaklarsa serbest olduklarını bildirmiştir. Bu durum üzerine Çinçin halkı sultana haber göndererek canlarına, aile ve çocuklarına dokunulmaması şartıyla kaleyi teslim edeceklerini belirttiler. Sultan Çinçin kalesinin emânla teslim edildiğine dair bir ferman hazırlattı. Kalenin ileri gelenlerine gönderilen bu ferman üzerine onlar huzura geldiler. Bu arada kalenin kapıları açıldı ve Selçuklu sancağı kale burçlarına asılarak dalgalandırıldı. Divan naibleri kaleye çıkarak ele geçirilen silah, zahire ve diğer eşyaların durumuna bakarak ihtiyaç olduğu kadar aldılar. Kaleye muhafızlar ve kale komutanı konulduktan sonra fetih tamamlanmış oldu. Bu sefer sırasında Selçuklu kuvvetleri Geben ve Haçin kalesini de fethettiler. Süryani Mihail’in vekayinamesini istinsah eden bir müellif 1218’de I. İzzeddin Keykavus’un Ermeni prensi II. Leon’un memleketine yürüdüğünü belirtmektedir. Buna göre Selçuklu ordusu Kogison (Gogison) Ermeni şehrine gelip buradan Geben kalesini kuşatmıştır. Burada günlerce yapılan muharebelere rağmen bu kale zapt edilemedi. Ancak yapılan çarpışmalarda Ermeniler ağır bir yenilgiye uğratıldı ve aynı gün ileri gelenleri de esir edildi. I. Alaeddin Keykubat (1220-1237) 1225 tarihinde Kilikya Ermenilerinin Suriye-Anadolu kervan yollarını tehdit etmeleri ve Müslüman tüccarlara saldırmaları üzerine Selçuklu ordusunu iki koldan saldırıya geçirmiştir. Bir kol Silifke üzerinden hareket ederken bir kol da Maraş tarafından Ceyhan nehri vadisinden Kilikya’ya hareket etti. Göksun üzerinden geçen Selçuklu ordusu daha önce I. İzzeddin Keykâvus’un fethettiği Çinçin kalesini yeniden aldı. Geben ve Göksun arasında bulunan Çinçin’in önemli bir kale olduğu anlaşılmaktadır. İbn Bibi eserinde bu kalenin fethini manzum bir şekilde yazıya dökmüştür. Burası o kadar önemli bir yerdi ki müellif fethini öven uzun bir şiir yazmıştır. Böylece Çinçin kalesi yeniden alınmış ve birçok yer de Selçuklular tarafından fethedilmiştir. Maraş emirinin kuvvetleri de bu sefere daha öncekilerde olduğu gibi katılmıştır. İÇERİĞİ PAYLAŞIN |