|
Müslüman Araplar Dönemi637 tarihinde Müslüman Araplar Maraş’ı fethettiler. Bu tarihten itibaren Göksun bölgesine de İslam akınları başladı. Bu dönemlerle ilgili kaynaklar bilgi vermemekle birlikte Göksun bölgesi de Müslüman Araplar tarafından fethedilmiş olmalıdır. Müslüman Araplar Maraş’ın fethinden sonra Elbistan ve Göksun üzerinden Kayseri’ye kadar akınlarda bulundular. Bu dönemde Göksun’la ilgili bilgiler olmasa da bölgenin Müslüman Araplarla Bizanslılar arasında pek çok kez çatışmalara sahne olduğu bilinmektedir. Müslüman Arapların Anadolu’yu fethetmek için çıktıkları seferlerin bazıları Göksun üzerinden yapılmıştır. Araplar, Maraş toprakları üzerinden geçen üç yolu kullanarak Orta Anadolu’ya çıkmaktaydılar:) Bunlardan birincisi Maraş’ın doğusundan Adata (Hades)-Elbistan ve Arabissos (Afşin) yoluydu. Bu yol kullanılarak Kayseri, Sivas ve Malatya tarafına gidilebilirdi.) Diğeri ise daha kestirme ancak sarp olan Maraş- Göksun güzergâhıydı.) Ayrıca Göksun’a bir yol da Çukurova üzerinden çıkmaktaydı.) Misis, Anavarza, Sis üzerinden gelen bir yol Göksun’a ulaşmakta ve buradan da Sivas ve Malatya tarafına geçmekteydi. 830-831’de Abbasi halifesi Me’mun (saltanatı 809-813) Bizanslılar üzerine sefer amacıyla Bağdat’tan hareket etti. Musul, Menbic, Misis yoluyla Tarsus’a geldi. Buradan Toros geçitlerini aşarak Anadolu içlerine girdi ve pek çok ganimet elde ederek geri döndü. Me’mun 831-832’de (H.216) tekrar Anadolu’ya sefere çıkıp birinci gittiği yoldan ilerleyerek Tuvana’a (Niğde sınırları içinde Kilisehisar-Kemerhisar) ulaşarak buraları ele geçirip şehri yeniden inşa edip içine Müslüman askerleri yerleştirdi. Halife seferine Kayseri-Göksun ve Maraş üzerinden devam ederek Tarsus’a geri döndü. Burada 833 yılında vefat etti ve oraya defnedildi. Abbasi halifesi Mu’tasım (saltanatı 813-817) zamanında Türk komutanlarından Afşin Bey, Babek isyanını bastırmıştı. Afşin’e yenilen Babek Bizans İmparatorluğu’na sığınmıştı. Onu takip ederek Anadolu’ya giren Afşin Bey, bu sırada Tarsus üzerinden Sis (Kozan), Haçin, Göksun ve Uzunyayla üzerinden Kayseri’yi kuşatan halifeye yar dıma gelmişti. Afşin Bey’in Bizanslıları arka arkaya mağlup ederek uğradığı yerlerin Meyyafarikin (Silvan), Malatya, Akçadağ, Elbistan, Hurman (Rumman) olduğu anlaşılmaktadır. Hurman üzerinden Tıl-Afşin’e uğrayan Afşin Bey’in, buradan Göksun ve Zamantı üzerinden geçerek Kayseri’ye ulaştığı tahmin edilmektedir. Tıl-Afşin köyünün adının Afşin Bey’den kaynaklandığı bilinmektedir. Tolunoğullarının Çukurova’ya sahip oldukları dönemde 877’de, bir Bizans ordusu I. Basilus komutasında Kayseri’den hareket ederek Zibatra (Doğanşehir) ve Samsat üzerinden geçerek Keysun (Besni yakınlarında tarihi bir şehir) ve Raban (Araban) yoluyla Maraş üzerine bir taarruz planlamıştı. Ancak Bizans ordusu Zamantı (Karmalas Suyu) nehrini geçerek Sarız ve Göksun’a varıp buradan Maraş’a yürümüştür. Maraş’a gelmeden önce Honigmann’ın ifadelerine göre bugün yeri belli olmayan Maraş ile Göksun arasında bulunması muhtemel Kallipolis, Padasia (Tekir çayı kenarında yerleşim yerleri olmalıdır) ve Torosların doğusundaki boğazlar üzerinden Maraş’a yürümüştür. İmparator Ceyhan nehrini (Pyramus) Zeytun hizasından geçtikten sonra bu nehir kenarındaki el-Kussuk boğazını aşarak Paradeisos nehrini geçmiştir. Bu nehir Maraş’ın yukarısında Ceyhan’a karışan Bertiz veya Pertus çayıdır. Daha önce de buradan ilerleyen Bizans ordusu Maraş ve el-Hades (Göynük) şehirlerini birkaç defa tahrip etmişti. Bunda da böyle olmuştur. Bizanslılar 881 ve 882’de Maraş ve Hades üzerine bir saldırı daha planlamışlardır. Bu sırada bölgeye doğudan Ermeniler de geliyor ve Bizans onları İslâm hudutlarına yerleştiriyordu. Böylece Sugûr’da durum Bizans’ın lehine değişiklik göstermekteydi. Bu sırada Bizans 100 bin kişilik bir güçle Sugûr bölgesini yeniden tehdit etmekteydi. Müslümanların üzerine yürüyen Bizans ordusuna dinî liderlerin komutanlık yaptıkları da görülmekteydi. Sugur’a yürüyen Bizans ordusunun sayısı zaman zaman 200 bine kadar ulaşmaktaydı. 881-882’de Bizanslıların Malatya tarafına saldırılarına karşı koymak üzere Maraş’ta bulunan Müslümanlar oraya gönderilmiştir. Musul’dan Halep’e kadar uzanan bölgeyi ele geçirerek devlet kuran Hamdâniler (905-1004) Sugûr bölgesini Bizans’a karşı koruma görevini de üslenmişlerdi. Bu devletin merkezi Musul olup ağabeyi Nasıruddevle Hasan adına Halep kolunu idare eden Seyfüddevle Ali b. Hamdân zamanında Bizanslılar ile Sugûr bölgesinin hâkimiyeti yüzünden çetin mücadeleler başladı. 944 yılından itibaren Halep’in kuzeyine doğru Bizans’ın elinde bulunan memleketleri ele geçirmeye başlayan Seyfüddevle, Hades ve Maraş’ı Bizanslılardan almıştı. Ancak kısa süre sonra 948’de Bizanslılar Hades’i alarak tahrip etmişlerdir. Arkasından da 949 yılında Maraş’ı işgal ettiler. Bizanslılar İslâmlar ülkesine yani Suriye’ye yaptıkları seferlerde daha çok Maraş ve Hades yanında bulunan geçitleri kullanmaktaydılar. Bu geçitlerden biri Göksun üzerinden Tekir çayı boyunca Zeytun’dan geçerek Maraş’a ulaşıyordu. Bu yol aynı zamanda Zeytun-Bertiz üzerinden Hades’e (Göynük) ulaşıyordu. Diğer bir yol ise Efsus-Elbistan ve Hades üzerinden Suriye’ye gidiyordu. Hamdanî hükümdarı Seyfüddevle ile Bizanslılar arasındaki çatışmalar daha çok bu geçitlerde cereyan etmiştir. 940’lardan sonra Maraş bölgesini ele geçiren Hamdânilerin Göksun’da faaliyetleri oldu. Musul’dan Halep’e kadar uzanan bölgede 905-1004 tarihleri arasında hüküm süren Hamdânilerin Halep şubesi hükümdarlarından Seyfüddevle (saltanatı 945-967), Göksun üzerinden Sarız, Hurman, Kayseri ve Harşana’ya kadar seferler yaptı. Karşı saldırıya geçen Bizans İmparatoru Göksun üzerinden Tekir’e gelerek buradan Kısık üzerinden Ceyhan nehrini geçerek Hades şehri üzerine sefere çıkmıştır. Müslümanlar ile Bizanslılar arasında karşılıklı seferler neticesinde Bizans üstünlük kurarak 960’da yukarı Ceyhan bölgesi şehirlerinden olan Göksun bölgesini ele geçirdi. Böylece bölgede yeniden Bizans hâkimiyetini tesis etmiş oldu. Bundan sonra da bölgeye doğudan Ermeniler göç ettirildi. İÇERİĞİ PAYLAŞIN |