|
Roma Döneminde GöksunGöksun ve Elbistan ovalarının da içerisinde bulunduğu Kappadokya Krallığı M. S. 17 yılında Roma Devleti’nin bir eyaleti haline getirilmiştir. Diocletianic zamanında (284-305) Kapadokya ikiye ayrılarak yeniden organize edilmiştir. Kapadokya’nın batısı yine Kapadokya adıyla, doğusu ise Armenia Minor eyaletine bağlanmıştır. Ancak 4 yüzyılın sonunda Kapadokya’nın doğusu ayrı bir eyalet haline getirilip Armenia Secunda olarak anılmaya başlanmıştır. Armenia Secunda eyaleti oluşturulduğunda bu bölgede var olan Cataonia, Melitene ve Sargarausene ile Comana, Cucusus ve Arabisus şehir statüsüne getirilerek bu yeni eyalet oluşturulmuştur. Örneğin Isaira’lılar (Adana) 404 ile 408 yıllarında Roma’ya karşı isyan ettiklerinde bu isyanlarını Göksun (Cucussus) ve Afşin’e (Arabissus) kadar yayıp bu bölgeleri yağma ettikleri ifade edilmektedir. Yine Arabissus ile Cucussus’un, beşinci yüzyılın ilk yarısında birer küçük şehir oldukları Theodoret (393-457) tarafından ifade edilmektedir. Armenia Secunda altıncı yüzyılda Ariaratheia, Comana, Melitene, Arca, Arabissus ve Cucussus3 şehirlerinden oluşmaktaydı. Roma döneminde Cucussus (değişik dönemlerde Cocusos veya Kokusos olarak da kullanılmıştır) adının Göksun için Arabissus adının ise Afşin için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Roma İmparatorluğu döneminde Toroslar’dan Orta Anadolu’ya ve Kilikya ile Kuzey Suriye arasında bölgede bulunan yol güzergâhlarının sık sık kullanıldığı anlaşılmaktadır. Örneğin bu dönemde bilgiler veren İtinerarum Antonium’da Antonius bölgede kullanılan yollar hakkında önemli bilgiler vermektedir. Burada ifade edilen yol güzergâhı Roma döneminde Askeri seferler için kullanılan yol güzergâhı olup Kayseri’den Kuru Taş’a (Kemer) oradan da Göksun ve Afşin üzerinde Malatya’ya devam etmektedir. Bu yol güzergâhı hakkında 1891 araştırmalar yapan D. G. Hogarth ve J. A. R. Munro bu bölgede çok sayıda in situ durumunda kilometre taşının varlığını tespit etmiştir. Afşin ilçesinde yer alan Yassı Höyük’te (Roma dönemi Ptanadaris) Roma döneminden kalma suyolları, duvarlar, bentler, Kaşanlı Köyü’nde bir kaya kabartması, Afşin Höyük’te bu dönemden kalan mozaikler, yine Tilafşin, Çebikçil, Poskoflu, Elbistan-Karahöyük ve Karaelbistan da Roma dönemine dair çanak-çömlek parçalarının bu yerleşim yerlerinde varlığı tespit edilmiştir. Ayrıca Göksun merkezde bulunan Göksun Höyük’te Roma dönemine ait çanak-çömlek parçaları, Küçükçamurlu Köyü Büyükkutu mezrasında tarihi bir hamamın kalıntıları ki buradaki hamam kemerleri ve önünde bulunan sur kalıntıları hala ayakta ve şehrin batısında Kırıkkilise denilen yerde iki sunak kalıntısı vardır. Yine Küçükçamurlu Köyü’nün doğusunda Roma döneminden kalma bazı kalıntılar ile bir kilise ile bir sunak bulunmaktadır. Göksun’un yaklaşık olarak 60 km kadar kuzeyine düşen eski Comana’nın kalıntılarının bulunduğu alanda tapınak, hamam, tiyatro gibi bu dönemden kalan kalıntılar mevcuttur. Göksun’un Çataltepe ile Yağmurlu arasında eski Yarıkavak olarak bilinen alanda köylülerin yaptıkları kaçak kazılarda Roma veya Bizans dönemine ait bir kilise kalıntıları ile bu kilisenin zemininde bulunan mozaikler ve Latince yazılı birkaç kitabenin var olduğu sayın Dr. Ramazan Hurç tarafından ifade edilmiştir. Burada yapılan kaçak kazılara Kahramanmaraş Müzesi’nin haberdar edilmesiyle buradaki kaçak kazıların durdurulduğu ve özellikle kilise olarak ifade edilen yapının kontrol altına alındığı haber edilmiştir. Bütün bu kalıntılar ve yukarıda ifade edilen tarihi vesikalar Göksun Ovası’nın tarihi devirler boyunca önemli yerleşmelere sahne olduğunu göstermektedir. Özellikle Roma döneminde Göksun’nun Armenia Secunda eyaleti içerisinde önemli bir şehir olarak anılması bu dönemde Göksun’un (Cucussus) bir dini, kültürel ve ekonomik merkez haline geldiğini ifade etmektedir. İÇERİĞİ PAYLAŞIN |